Teke'den Sütü Sağarız Vesselam!!


Yine Fransız, İngiliz ve Türk denizde talihsiz bir kaza sonucu yamyamların adasına düşüyor ve anında yakalanıyorlar. Yamyamların reisi durumdan pür neşe, kafaya koymuş yiyecek bunları. Bizimkiler yalvarıyor, yakarıyor;
— Affet bizi!
Aralarında uzunca müzakerelerden sonra şef;
— Tamam, ancak bir şartla affederim! Üçünüze de ayrı ayrı kulübelere kilitleyip, yanınıza da birer dişi maymun vereceğim! Bir yıl sonra gelip açtığımda kimin kulübesinde yavru maymun daha çoksa o kurtulacak!
Neyse aradan bir yıl geçiyor. Şef ve yardımcıları gelip ilk önce Fransız’ın kulübesine yöneliyor. İçerden sesler gelmektedir. Kapıyı açıyorlar iki tane yavru maymun ortalıkta dolaşıyor, Fransız’da hal kalmamış yerlerde sürünüyor, yalnız ana maymun kenarda neşeyle yavrularını izlemektedir.
İngiliz’in kulübesine gidiyorlar, buradan ses daha fazla gelmektedir. Açıyorlar, gerçekten de üç tane yavru maymun ortalıkta dolaşıyor, İngiliz’de hal kalmamış oda yerlerde, ana maymunda kenardan yavrularını keyifle izlemektedir.
Nihayet sıra Türk’e geliyor. Şefin yardımcılarından biri;
— Bunlar uçkurlarına düşkündür, şimdi açınca bir sürü maymun çıkar karşımıza! Kapıyı iyi tutalım kaçırmayalım!!
Kapı açılıyor, oda ne? İçerde hiçbir ses yok. Garip mi? Garip!... Bir yaratık durmuş bunları izlemekte. Elinin biri yok, ayağının biri yok, burnu yok ve gözleri de görünmüyor. Kısaca hilkat garibesinin teki, acayip bir yaratık. Üstelik ana maymun da ölmüş. Türk kenarda öylece oturuyor. Gelenler hayret ve şaşkınlıkla;
— Ne iş?
Türk sinirli, bu arada okkalı da bir küfür savurduktan sonra;
— Ulan, verdiniz bana erkek maymunu!! Ancak bu kadarını yapabildim!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder