Bay Murphy!!

O pazar, Bay Murphy'yi kilisede gören papaz, gözlerine inanamaz, çünkü ilk kez onu kilise de görmektedir. Ayini bitirir bitirmez yanına gider:
— Murphy, seni burada görmek ne güzel!! Doğrusu merak ettim, seni buraya neyin getirdiğini, hoşgeldin!
Murphy:
— Sana neden yalan söyleyeyim aziz peder! Bir süredir çok sevdiğim şapkamı bir yerlerde bıraktım ama nerede bıraktığımı bir türlü hatırlayamıyorum. Bay McGlynn'in de aynı şapkası olduğunu ve her pazar kiliseye geldiğini biliyorum. Ayinde şapkasını çıkartıp, kilisenin arka tarafındaki askıya koyacağını düşündüm. Yani! Duadan sonra, ayin başlamadan kiliseden ayrılırken, McGlynn'in şapkasını da aşırmayı planlamıştım.
Papaz:
— Ama görüyorum ki bunu yapmamışsın. Neden fikrini değiştirdin?
— Sizin "10 emir" konusundaki vaaz’ınızı dinlerken aniden anladım ki, aslınd McGlynn'in şapkasını çalmak zorunda değilim.
Verilen bu karşılığa çok duygulanan, gözü yaşaran papaz, yüzüne yayılan dostça bir gülümsemeyle Murphy'ye bakar:
— Bunu duymak ne kadar güzel!... Yani benim konuşmamın 'Çalmayın' bölümünü dinlediniz ve çaldığınız takdirde cehennemde başınızı yakacak o şapkadan vazgeçtiniz! Murphy başını yavaşça iki tarafa sallayarak:
— Aslında pek öyle olmadı peder! Konuşmanızın "zina yapmayın" bölümünü dinlerken, şapkamı nerede bıraktığımı hatırlayıverdim birden!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder