Anlamak..

45 yıllık evli bir çift, evlerinin bahçe manzaralı terasında her zamanki gibi oturmuş kahvaltılarını ediyorlardı. Kadın oturduğu koltuktan kalktı, kocasına yaklaştı ve var
gücüyle bir tokat attı. Adam nerdeyse sandalyeden aşağıya düşüyordu. Doğruldu,
kafasını salladı ve kısa bir sessizlikten sonra karısına sordu:
- Bu da neyin nesiydi?
Karısı;
- Bu tokat 45 yıldır benimle yapmış olduğun kötü seks içindi!!
Aradan biraz zaman geçer ve adam yerinden kalkar, karısına doğru yönelir ve ona öyle bir tokat atar ki kadın sandalyesi ile birlikte yere savrulur. Kadın düştüğü yerden kalkar ve kendine gelmeye çalışır, doğrulur ve kocasına döner;
- Ya bu tokat ne içindi?
Kocası çok sinirli bir şekilde karşılık verir;
- Sen bunca yıldan sonra iyi seksle kötü seks arasındaki farkı nereden anladın?

Bırak da...


Hacı dayı; o gün, farklı semtteki pazara masraf görmeye çıkar. Dolmuştan iner ve pazar alış-verişini yaparken en son yumurtacının önüne gelir. Evden yumurta sepetini getirmediğini fark eder ve aldığı yumurtaları kırılmasın diye tüm ceplerine doldurur. Bu şekilde durağa gelir, zaten sıkışık olan belediye otobüsüne kendisini zor atar. İtiş kakış derken, boşta kalan eliyle ön ceplerine yoklar, yumurtaların kırıldığını anlar.. Aynı elini arkaya atar ve arkada sadece iki tane yumurtanın kaldığını fark eder. Hiç olmazsa bunları kurtarayım, eve sağlam götüreyim diye içinden söylenirken, eliyle de korumaya alır, sıkıca sarar.
Bu şekilde iki durak geçince, arkadaki adam seslenir:
- Hacı dayı iniyor musun?
Anlamsız gelen bu sese döner:
- Hayır !! Birkaç durak daha var...
Arkadaki adam bu kez daha fazla dayanamaz:
- Hacı dayı o zaman yumurtalarımı bırak da ben ineyim!!.

Kurtarıldım!!


Cumartesi gecesi Peder John'un banyo zamanı gelmiş, genç rahibe Magdalene,
yaşlı rahibenin kendisine verdiği talimata uygun olarak banyo suyunu ve havluları hazırlamıştı. Verilen talimatta ayrıca pederin çıplak bedenine bakmaması fakat Peder'in kendisine söylediği her şeyi yapması ve dua etmesi de vardır.
Ertesi sabah, yaşlı rahibe:
- Magdalene!! Cumartesi gecesi banyosu nasıl gitti?
Genç rahibe rüyadaymışçasına:
- Ahh hemşire!! 'Kurtarıldım'.
Yaşlı rahibe:
- Kurtarıldın mı? Bu harika şey!! Nasıl oldu?
- Şey, Peder John su dolu küvette yatıyordu. Kendisini yıkamamı istedi. O’nu yıkarken, tanrının, cennetin anahtarını sakladığını söylediği bacaklarının arasına doğru elimi itti.
Yaşlı rahibe dümdüz bir sesle:
- Öyle mi yaptı?
- Ve Peder John, eğer cennetin anahtarı benim kilidime uyarsa, cennetin kapılarının bana açılacağını ve kurtuluşumun ve ebedi huzura kavuşmamın temin edileceğini söyledi ve sonra Peder John cennetin anahtarını kilidimin içine soktu..
Yaşlı rahibe daha da düz bir sesle:
- Gerçekten mi?
- Önce korkunç bir acı verdi, fakat Peder John kurtuluşa giden yolun çoğunlukla ıstırapla dolu olacağını, ama daha sonra tanrının güzelliğinin, içimi müthiş bir coşku ve zevkle dolduracağını söyledi. Ve öyle oldu, kurtarılmak çok güzel bir duygu!
Yaşlı rahibe:
- O günahkâr şeytan!.. Bana; onun, Cebrail'in borazanı olduğunu söyledi ve ben, kırk yıldır o borazanı üflüyorum!


Adalet mi?! Zor iş!!

Küçük bir kasaba da; caminin tam karşısında, arsa sahibi arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlar. İmam ve cemaat buna şiddetle karşı çıkar. Ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal yoldan karşı çıkamazlar.Tüm cemaat tek yapabildiği şeyi, imamın öncülüğünde, açılacak bu genelev için her gün beddua eder
İnşaat ilerler ve açılışa birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu yerle bir olur.
Cemaat bu olaydan duydukları memnuniyeti saklama gereği bile görmez..Ancak genelev sahibi, cami imamı ve cemaatin direk veya indirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddası ile camiye karşı tazminat davası açar.
Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz ederler. Bu olayın kendi dualarından dolayı olabileceği iddiasını da asla kabul etmezler.
Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkemeye günü geldiğinde Hâkim dosyayı dikkatle inceler ve taraflara döner:
- Açıkçası bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum.. Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var. Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi, diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!

Taş..

Kocasının ölümünden 6 hafta sonra kadın, arkadaşlarıyla buluşur. Dul Kadın başlar anlatmaya:
- Kocam bana 3 zarf bıraktı. Birincisinde 1.000.Euro vardı.
İçlerinden biri:
- Ne için?
- Zarfın üstünde “Mezar Çiçekleri İçin” yazıyordu. İkinci zarftada 2.000.Euro vardı.
- O ne içindi?
- Bu zarfın üstünde “Güzel Bir Tabut İçin” yazıyordu.
- Eşin çok iyi düşünmüş ama. Pardon, 3.üncü zarfta ne vardı?
- Onda 10.000.Euro vardı ve zarfın üstünde “Güzel Bir Taş İçin” yazıyordu.
Parmağındaki yüzüğü gösterip:
- Bu güzel dimi?

Lütfen!!!



Tanrım,
Lütfen babamın bilgisayarındaki tüm fakir hanımefendilere elbise yolla,
Amin.

İki Absürd Soru :)))

1 - BANYO ZEMİNİNE RESİM YAPILMIŞ!!!
Düşünün ki bir partiye davetlisiniz.......... .....
Yüksek bir bina........
Ve tuvalete gitmeniz gerekiyor.....
Kapıyı açıyorsunuz... (Anımsatalım zemin üzerine sadece resim yapılmış.. Adamın nefesini kesiyor değil mi....?


Bu görüntü kafanızı karıştırır mıydı???
Bu banyoya girmeye cesaret edebilir miydiniz???


2 - MUHTEŞEM TUVALET!!!
Hanımefendi tuvalete girmeye hazırlanıyor!!!!
Burası Houston (ABD) deki bir umumi tuvalet:




Tuvaletin dış görünüşünü gördünüz, şimdi bir de içine bakalım...






Duvarlar tamamen tek yönlü camdan yapılmış! Dışardan bakan kimse sizi göremiyor, ama siz içerideyken sanki her tarafı normal camdan yapılmış bir kutuda oturuyormuş gibi hissediyorsunuz!
Şimdi siz... BURADA YAPABİLİRMİYDİNİZ....???

Doğal..


Çok güzel, kızıl saçlı bir bayan doktorun ofisine girer ve her yerinin ağrıdığını söyler.
Doktor:
- İmkansız!! Gösterin lütfen bana!
Kızıl saçlı bayan işaret parmağını uzatır sol göğsüne bastırır ve çığlık atar, sonra dirseğine bastırır bu sefer daha fazla acıyla bağırır. Dizine bastırır ve çığlık atar, ayak bileğine bastırır aynı şekilde, neresine dokunsa çığlık atmaktadır.
Doktor:
- Gerçek kızıl değilsiniz değil mi?
Kızıl:
- Eee, değilim..Aslında sarışınım.
Doktor:
- Tahmin etmiştim. Çünkü parmağınız kırık!!

Tamir...


Seçtiği kıyafeti, davranışı ile seksi apeli her tarafından dökülen ev kadını, TV tamircisini eve çağırır. Tamir sırasında genç delikanlının bakışları da, yaratılan bu cazibenin büyüsüyle düşmez üzerinden...
Tamir biter, kadın yaklaşır ve delikanlının boynuna doğru fısıldar;
-Sıra dışı bir istek, bir rica! Şeyy..nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Heyecanlanan tamirci:
-Evet bayan, evet !!
- Söylemek bana çok sıkıntı veriyor ama. Kocam biraz yaşlı, fiziksel zayıflıkları var. Bazı şeyleri artık yapamıyor. Ben genç bir kadınım bazı isteklerimin olması doğal. Sen de genç bir erkeksin!
-Evet. Evet!..
-İnanır mısın!! Siz kapıdan girdiğinizden beri bunu düşünüyorum!
-Evet... Haydi söyleyin artık dayanamıyorum!
- Şu buzdolabını birlikte karşı duvara itebilir miyiz?..

Cumartesi Günü


Adam ölmüş, aradan biraz zaman geçince oğlu hocanın yanında alır soluğu:
- Babam Cuma günü öldü, Cennete gider değil mi Hoca efendi?
Hoca biraz düşünür:
- Senin baban hatırladığım kadarıyla içki içiyordu değil mi?
- Evet ama Cuma günü öldü!! Cennete gider değil mi?
- Zina da yapıyordu sanırım?
- Evet ama Cuma günü öldü Hocam!
- Kul hakkı yiyip insanlara kötü davranıyordu değil mi?
- Evet ama Hocam!! Cuma günü öldü...
İçinden habire ya sabır çeken Hoca iyice sinirlenir:
- Cuma günü dokunmazlar amaaaa!! Ya Cumartesi günü!! Anasını bile bellerler!!

İstanbul'un Gerçek Fatihi:))


- For more funny videos, click here

Amcam (Nam-ı diğer Şarabçı Kenan Abi!! Kenan Komutan!!) mizah konusunda nice metin yazarlarına külahı tersten giydirecek bir yetenek, müthiş kurgu:)) Rolünü de güzel oynuyor!!

İstanbul'un Gerçek Fatih'i :))







Amcam çoğu metin yazarlarına külahı tersden giydirebilecek kalitede..