Temel ile Fadime gurbette mutlu bir şekilde yaşarlarken, bir gün memleketten o kara haber gelir. Temelin babası ölmüştür ve acilen iş yerinden izin alır, babasına son görevlerini yerine getirmeye gider.. Cenaze evinde feryat, figan, ağıtlar yakılmaktadır. Definle birlikte gerekli görevler yerine getirilir ve yeniden evlerine dönerler.
Dönerler ama babasının ölümü Temeli adeta yıkmıştır. Fadime ne zaman Temel’i yalnız bulsa; o, ağlar, avaz avaz ağıtlar yakmaktadır:
- Uyy papacuğum!! Sana toyamadan, nerelere cittun!!..
Bu durum böyle sürerken Fadime kocasının yanına gelir, onu yatıştırmak için;
- Ölenle ölünmez Temelum!! Rahmetli iyi yaşadu!! Pırak artuk poyle uzulme!! Bak bizude uzeysun! Sana pişey olacak diye korkayrum.. Sonra piz sensuz ne yapayruk da!!
Teskin etmeye çalışırmış ama bir yararı olmadığına da kızar, 6 ay kendisine eskisi gibi bakmayan kocasının bu küskün, bitkin ve üzgün tavırları nedeniyle evdeki huzurun, aile saadetinin göz göre göre yitip gitmesine de içerlermiş.
Yine Temeli böyle ağıt yakıp, ağlar durumda yakalayan Fadime, dayanamaz, başlar kocasıyla birlikte ağıta:
- Uyyy Uşağummm! Ha o senun papanun ölduğuni nereden pilsun! Pırak da onu yerine citsun!!