Goril..

Kasabaya gelen sirkteki büyük çadırın dışına da, sirk hayvanlarından oluşan mini bir hayvanat bahçesi kurulur. Adam kafeslerin önünde dolaşırken bir gorilin kendisini dikkatle izlediğini fark eder. Muhabbeti ilerletmek için doğru gorilin önüne gelir. Ne yaptıysa goril de aynısını yapmaktadır, çok keyif alır. Zıplar, o da zıplar, karnına vurur, oda karnına vurur, kafasını kaşır, o da kaşır. Bu arada aniden çıkan rüzgârın yerden kaldırdığı toz adamın gözüne kaçar. Tozu çıkarmak için işaret parmağı ile gözünü ovalamaya başlayınca, goril birden çıldırır. Kafese de çok yakın durduğundan gorilden üç pençeyi yer. Feleği şaşan adam; gözünü kurtardığına şükrederken, sirk müdürüne olanları anlatır. Sirk müdürü:
— Kusura bakmayın!. Bir yanlış anlama var. O dünyanın en iyi gorilidir. Ama siz onu kızdırmışsınız.
— Nasıl yani?
— Goril dilinde işaret parmağını gözün üzerine koymak, biz erkeklerin başparmağı iki parmak arasına sokmakla eş anlamlıdır.
Açıklamayı kabul eder etmesine ama bir gorilden yediği dayağı da bir türlü içine sindiremez. Gece, intikamını nasıl alacağını kurdukça kurar.
Ertesi sabah marketten; iki kâğıt şapka, iki düdük, bir uzun sosis, iki de kasap bıçağı alır, gorilin kafesinin önüne gelir. Bıçak, şapka ve düdüklerden birer tanesini kafesin içine atar.
Şapkayı giyer, o da giyer, düdüğü çalar, o da çalar. Bıçağı eline alır, goril de alır. Bıçağı kafasının üzerine kaldırır, goril de kaldırır. Diğer eliyle fermuarını açar içine sakladığı sosisi dışarı çıkarır ve bıçağı sosisin tam ortasına indirip ikiye böler.

Goril uzun tüylerinin arasından, bir yukarı kaldırdığı bıçağa, birde aşağıdaki bacaklarının arasındaki eline bakar.. Sonra da o elinin işaret parmağını gözüne götürür, başlar ovalamaya..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder