Şüpheee!!!

Aynaya baktığınızda kendinizi bu şekilde görürseniz en yakın sağlık kuruluşuna gidin.. çünkü domuz gribi oldunuz demektir :)))))


İyi Senaryo!!


Adam barda dublelerle içki içip sonunda gömleğinin önüne kusunca:
— Eyvah! Karım bunu görünce canıma okuyacak!!
Barmen:
— Merak etme, bir fikrim var. Koy gömleğinin cebine 20 dolar, karına bara gittiğini, yanına oturan adamın kazara üzerine kustuğunu, özür dileyerek temizleme parası olarak da 20 dolar verdiğini söyle!
Adam bu fikre bayılmış ve dönmüş evine.Gömleğinin önünü gören karısı delirmiş tabii.. Adam da barmenin senaryosunu anlatarak yanında oturan adamın kendisine temizleme parası olarak 20 dolar verdiğini söylemiş ve uzatmış ön cebindeki parayı…
Uzatılan parayı gören karısı:
—Dur, ama burada 40 dolar var !!
Adam başını öne eğerek:
—Şey, o herif bir de altıma kaçırdı!
                                                            Yıldırım Tuna’dan

N' olmuş yani?


Kadın, ergenlik çağına giren kızını yanına almış, aklınca yaşamdaki tehlikelere karşı uyaracak:
- Tanımadığın bir adam gözünün içine bakıp gülerse, sakın sen de gülme!!
Kızı:
- Ya gülersem!!
- O zaman sakın konuşma!!
- Konuşursam....
- İşi ilerletmesine, elini tutmasına izin verme!!
- Verirsem...
- En azından bir hediye vermeye kalktığında alma!!
- Alırsam...
- Sakın tenha bir yere gitme!!
- Gidersem..
- Asla kendini öptürme!!
- Öperse...
- Elbiseni çıkartma!!
- Çıkartırsa...
- Bari çamaşırlarına dokundurma!!
- Dokunursa...
Çileden çıkan anne, kapıyı çekip giderken söylenmiş:
- Ben sana daha ne diyeyim be kızım... Zevk almaya bak!!
                                                                            Mustafa MUTLU'dan...

Hayvanat Hallerimiz..

Yılmaz Özdil
yazmış  çok güzel yazmış...


Domuz, kuş, kene= DKK terör örgütü!
Kuş gribi.
Kene.
Şimdi de, domuz.
*
Hayvanat kafayı bize taktı birader.
*
Ve, maalesef olacağı buydu aslında.
*
Kurban Bayramı’nda elinden kaçırdığı agresif boğaya tüfekle ateş eden kasap da var, tenhada kıstırdığı uysal eşeğe tecavüz eden mühendis de...Allah’tan Adli Tıp raporuyla o eşeğin fingirdek olduğu tespit edildi de, hafifletici sebepten 240 lira cezayla yırttı mühendis... Sonradan “töre” cinayetine kurban gitti o eşek! Sahibi vurdu.
*
Hiç unutmam, İzmir’de Basmane’deki havuza güzellik olsun diye ördek bırakmıştı belediye... Ertesi sabah yok. Bi daha bıraktılar. Ertesi sabah yine yok. Bi daha bırakmadılar. Çünkü anlaşıldı ki, av eti ayaklarıyla Alsancak’ta satıyorlar ördekleri.
*
Oha filan demeye kalmadı, Aliağa’da iki balıkçı, kuş cennetinden arakladıkları pelikanları mangal yaparken yakalandı jandarmaya... Enselenene kadar iki büyük rakı devirdikleri için, karakolda itiraf ettiler, flamingoların hazmı zormuş, o nedenle hafif ekşi olmasına rağmen,Pelikanları tercih ediyorlarmış... Bu iki haber peş peşe patladı, İzmir’in yarısı vejetaryen oldu; ahalinin cibes, radika, istifno falan, denizbörülcesine yönelmesi ondan!
*
Vejetaryen olmayıp, et yemeyen de var. Bolu’da mesela... Yol kenarında bir ayı bulundu, ayı çıplak, postu yok! Merak edip araştırdılar, meğer, asfalta çıkan talihsiz ayıya çarpmış direksiyondaki ayılar... Bakmışlar ki, ayı ölmüş... Postunu yüzüp, oturma odasına sermişler iyi mi!
*
Hatırlayın, Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’nde ikamet eden, Pakize isimli piton kayboldu... “Kardeşim, 4 metrelik piton nereye gider?” diye şaşıranlara, “Kardeşim, adam 4 kilometrelik fiberoptik kabloyu çalıyor güpegündüz, 4 metrelik pitonu beline sarar gene götürür, siz dikkat edin fili götürmesinler” diye cevap yetiştirmeye gayret ediyorduk ki... Çevre Bakanımız açıkladı, “Ankaralılara bugünlerde şiş kebap yemesini tavsiye etmem!” Hayvan denince, bakanımızın aklına ilk gelen, Aliağa’daki balıkçılarla aynıydı çünkü, mangal... Melih Gökçek baktı ki, basın işin peşini bırakmıyor, taaa 73 gün sonra “Aha işte Pakize” diye bir pitonu getirdi koydu, yerine... Çakma Pakize ise, sanırsın Cem Garipoğlu’dur, “73 gün nerede saklandın?” sorularını, yanıtsız bırakıyor.
*
Bakın, Pakize dedim, aklıma geldi, Sinop’taki Balina Aydın’ı önce maymuna çevirdik, sonra Rus istihbaratında görevli denizaltı yakalama çavuşu olduğunu iddia ettik. Sivas’ta Murat 124’ün arka koltuğunda taşınan Dana Ferhat, meşhur oldu, vaktinden önce iki katı paraya sucukçuya satıldı.Yavru fok Badem’i sigara tiryakisi yaptılar Gökova’da... Rahmetli Özal’ın papağanı Cabbar aslında çoktan rahmetli oldu ama, “Cabbar işte bu” diye yakaladıkları papağanı animatör olarak kakalıyorlar Antalya’da.
*
Darıca’ya timsah getirdiler, millet görsün diye... Ööle duruyor,hareketsiz... Kafasına kaya attılar, yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek için, hayvancağız debelendi ama, iş işten geçti, ruhunu teslim etti. Göçmen kuşların biyolojik silah taşıdığını öne sürdüler. Bodrum’da çok balık tüketiyor diye yunusları katlettik. Milas’ta, daracık yere sıkıştırıp,balık çiftliğindeki balıkları oksijensizlikten boğarak topluca öldürmeyi başardık. Uçak için deve kestiler. Beygirler zaten nallı kuzu.

*
Denizli’de at heykelini sünnet ettiler, malum yeri fazla büyük diye.Sütaş’ın vole atan santrfor ineğini RTÜK’e şikâyet ettiler memeleri görünüyor diye.
*
İşin hazin tarafı...
Memleketin adı, hindi.
*
İnsan olarak yaşamak zor.
Hayvan olarak yaşamak daha zor.
Eee.. bi intikamları olacak tabii.

Derenin intikamı olduğu gibi.

Veranda!!

Adamın biri, çoktandır görmediği arkadaşına rastlar:
— Ooo Merhaba İbişko! Ne var ne yok, nasılsın, iyi misin?
İbişko:
— Artık adım İbişko değil, Üstüngil. Çok daha havalı olsun diye değiştirdim adımı.. Durumumu soruyorsan, olağanüstü, iyi.. Çok zengin oldum, çalışmama artık gerek yok. Deniz kıyısında büyük bir villa aldım. Sabahları denize giriyor,sonrada gidip verandanın üzerine uzanıyorum.. Öğleden sonra da denize giriyor, yüzmekten yorulunca yine verandanın üstüne çıkıyorum. Geceleri de, hava ılıksa, verandanın üstünde uyuyorum..
İbişkoy’la karşılaşan adam, akşam eve gidince karısına:
— Biliyormusun?!! Bu gün İbişko’ya rastladım. Çok zengin olmuş, rahat mı rahat bir hayat yaşıyormuş.. Kendisi de, karısıyla birlikte adlarını değiştirip, havalı isimler almışlar. Bizim İbişko’nun adı Üstüngil olmuş, karısının adı da, Veranda…
                                                                       Çetin ALTAN’dan

Çöpçakma..


Çevresinde katı kurallarıyla tanınan bir aile, 30 yaşına gelmiş oğullarını evlendirmek için bir çöpçatanla anlaşır. Ondan oğullarına iyi bir eş bulmasını isterler.Öyleki çöpçatana istedikleri gelinden beklentileri konusunda uzunca bir liste bile verirler.
İki hafta geçmeden çöpçatan, aileye çok iyi bir kız bulduğunu müjdeler:
— Tam oğlunuza göre… Mutlu bir yuva kurar, duaların çoğunu ezbere okur, harika yemek yapar, çocukları çok sever, çok çocuk sahibi olmak ister ve en iyisi de gerçekten bir içim su yani çok güzel !! vs. vs…
Bunları duyan aile çok memnun olur. Hemen tatlı bir telaş başlar, düğün dernek hazırlıklarını dahi kararlaştırırlar. Çok kısa sürede ilerleyen bu gelişmelerden kuşkulanan, duraksayan damat adayı, çöpçatanın kulağına doğru eğilir:
— Peki, yatakta nasıl acaba?
— Valla! Kimisi iyi diyooor, kimisi kötü!

Matrak..

Hemşiranım
Sabah saatlerinde bir hastanenin yoğun bakım odası.. Pür neşe içinde odaya giren bir hemşire hanım ve şakıyan sesi:
— Ahmet Beyy, Ahmet Beyyy bugün keyifler nasıl? Ama küs müyüz canım?
Ahmet beyde ne ses ne nefes. Hemşire hanım neşeli neşeli gezinirken dayanamayan hademe bir yandan yeri silerken cevap verir:
— Hemişiraanım bu hasta eks olmuş galiba..
Hemşire hanımdan el cevap:
— Sus da işine bak senn!
Ve nice sonra hastanın nabzına bakan hanımefendi hayretle bağırır:
— Aaa hakkaten!!
Bu olayı izleyen diğer hasta yani dayımın bize aktarırken son cümlesi:
— Kendimi Türk hademelerine emanet etmek istiyorum.

Gaz kokusu
Büyük marketlerin birinde, kasa önünde kuyruktayız. Birden etrafa kötü bir koku yayılıyor, herkes yüzünü ekşitiyor "Kokunun kaynağı ben değilim." gibilerinden.
Taaa ki kuyrukta babasıyla bekleyen 8 yaşlarındaki o veletin:
— Baba bu kokunun aynısından bizim banyoda da vardı, demesiyle, ortada kırmızı suratlı bir baba ile olayın faili bulunduğu için rahatlayıp tebessüm eden bizler.

Siyah olsun da...
Kendi arabası diye siyah gördüğü farklı markadaki her arabaya binmeye çalışan ve birinde de başarılı olup araba anahtarı kabul etmiyor diye servisi arayan, iki saat nasıl olup da çalışmadığı hakkında servis elemanına cepten bilgi veren başka salak var mı? Arabalarınızı kilitlemeden çıkmayın; binerim...

Eniştemin intikamı
Enişteme takılıyorum;
— Arabayı değiştirsene artık, benden bile daha yaşlı!!
— Değiştiremem, araba yolda kalınca teyzen arabayı itiyor, peşimden koşması çok hoşuma gidiyor. Yıllarca ben koştum peşinden, şimdi biraz da o koşsuun!! yanıtıyla gülüyorum, gülüyorum, hala gülüyorum.

Gözlem yeteneği
Trafik kazası nedeniyle gece acile getirilen hastanın odasını yakınları doldurdu.
Kontrole gelen doktor bize dönerek:
— Hastayı gözleme alın, deyip odadan çıktı. Peşinden tüm hasta yakınları da odadan çıktı. Biz hastayla ilgilenirken on beş dakika sonra odanın kapısı aralandı. Hasta yakınlarından biri elinde sıcacık bir gözlemeyle odaya girdi ve bize usulca yaklaştı:
— Doktor bey gözleme alın dediydi, bunu nereye bırakayım? Siz mi yedirirsiniz anası mı gelip yedirsin?

Geberin Köpekler!
Anti-bakteriyel sabunla ellerimi yıkarken;
— Geberin köpekler!, diye kahkaha atıp, bakterilerin ölüsünü zihninde canlandıran, bundan da zevk duyan ben mi, yoksa neden güldüğümü anlattığımda:
— Hayvansın sen, onların da canı var! diyen kız arkadaşım mı, acaba daha çok alkışı hak ediyor?Alkışlayan ellerde bakteri dökülsün, olmasın lütfen.

Geç bunları
Dekorasyon dergisine bakarken bir sandalyenin iki aylık maaşına tekabül ettiğini gören kuzenimin yorumu:
— Geç bunları, bizde ona oturacak g.t yok!


Pahalı!!

Yaşı bir hayli ilerlemiş olan Mois, öğleden sonra, caddede yürürken, muhteşem göğüslü bir kadın görür. Çok etkilenir ve kadına yaklaşır:
— Hey bayan!! 100 dolar karşılığında göğüslerinizi ısırmama izin verir misiniz?
— Kaçık mısınız!? diye karşılık veren kadın yürümesini sürdürür..
Adam döner bloğun çevresinde koşarak diğer köşede kadını yeniden yakalar;
— 1000 dolara ısırmama izin verir misiniz?
— Dinle beni manyak! Ben senin bildiğin kadınlardan değilim. Anladın mı?
Mois ısrarcıdır, öteki bloğa koşar ve yeniden kadının karşısına geçer;
— 10.000 Dolar…………?
Kadın bir süre düşünür:
— Hmmmm 10.000 dolar!! Ok! Sadece bir kere.. Ancak burada olmaz. Şuradaki karanlık yere gidelim.
Karanlık yere giderler kadın bluzunu çıkartır ve muhteşem göğüsleri ortaya çıkar. Mois onları görür görmez, kavrar ve okşamaya başlar. Onlara yüzünü sürer ama ısırmaz. Kadın sonunda dayanamaz;
—Isıracak mısın? Isırmayacak mısın?
Mois:
—Hayır!, Isırmak çok pahalı..