İtiraflar - 7



limonlu buz, Kadın , 37 , İstanbul Altı(mız)
Dört yeğenim ve kızımla birlikte bayram ziyareti için il dışındaki ailemin yanına gidiyorum. Yalnızca benim gidişimden haberdar olan babam sürpriz bir şekilde tüm torunlarını karşısında görünce duygulanıyor ve beni de dâhil ederek:
— Altınıza kurban olurum, diyor.
Kelimelerin anlamlarını çarptırmakta usta olan ergenuslar ve onlardan geri kalmayan ben adamcağızın nemli ve şaşkın bakışları karşısında gülmekten yerlere yatıyor ve tabii ki "altımıza" işiyoruz.
Ördekimben, Kadın, 25, İzmir 
Tavla Beni..
Dolgu yaptırmaktan en az benim kadar korkan dişçi arkadaşımla birbirimize cesaret vermeye çalışmanın bir anlamı olmadığını fark edince dolgusuna tavla oynadık. Sonuç mu? İkimize de kanal tedavisi yaptılar!
whatcolourisit, Kadın, 30, İstanbul
Çirkin
— Bir daha evlenirsem güzel bir kadınla evlenmeyeceğim, çirkin bir kadınla evleneceğim ki huyu güzel olsun, diyen kocama;
— Ben huyu güzeldir diye çirkinle evlendim de ne oldu? Çirkin ve huysuza katlanmak zorunda kaldım, dedim.
Yüzüme baktı, baktı, baktı ve bütün çirkinliğini ve huysuzluğunu da yanına alarak uzaklaştı.
Hiç umrumda değil, Kadın, 35, Adana
Aşk Bitti
Onu çok seviyordum. Yastığa düşen saçının tellerini sevgiyle tek tek toplar saklardım, nevresimi değiştirmez günlerce kokusunda yatardım, su içtiği bardağı hemen yıkamaz bir kaç kez su içerdim. Beni terk etti. Şimdi sadece seksi yaşadığım biriyle beraberim. Yatağa dökülen kılından, tüyünden iğreniyorum, ertesi gün, daha ertesi gün tekrar geleceğini bilsem bile o evden çıkar çıkmaz nevresimleri değiştiriyor, dokunduğu her şeyi makineye tıkıyor, tuvaleti, lavaboyu, banyoyu temizliyor sonra da bedenimi ovuyorum delice. Bunu neden mi yapıyorum? Sevdiğim adamın beni terk ederken verdiği zarardan daha çok zarar vermek istiyorum kendime, çünkü ancak böyle yok edebileceğime inanıyorum ona duyduğum sevgiyi.
buttilupallinu, Kadın, 26, Yurtdışı
Beddua
Hormonlarım yüzünden adet göremiyorum, vajinusmus olduğum için doğru düzgün ilişkiye giremiyorum, en son göğüs uçlarım çökük olduğu için emziremeyeceğimi öğrendim. Acaba babam, iki kız evlattan sonra erkek beklerken ben oldum diye beddua mı etti?
FaRiKkK, Erkek, 21, İzmir
Sıcak midye
4 arkadaş toplandık ve belli bir ücrete sınırsız midye kampanyası olan midyeci Selami Abiye gittik. Rekor olan 909 midyeyi geçene 1 kasa bira hediye edilmesi olayı da, tam bir gaz moduna soktu bizi..
— Yapabiliriz! Dedik, verdik coşkuyu...
— Sonuç mu? İkisi kabız, ikisi ishal olan, 4 gün yerinden kalkamayan, her aklına geldiğinde karın ağrısından rahat bile gülemeyen arkadaş topluluğu!
neden yaaa?, Kadın , 25 , İstanbul
Biliyorsun ama
— Beni seviyor musun? Sorusuna;
— Sen biliyorsun, diye cevap vermeyi seviyorum.
Düşünüp dursunlar, zira ben de bilmiyorum. Bilsem valla cevaplardım.
İşyeri sahibi, Erkek, 29, İstanbul
Allah kabul etsin
Bir hiç boyundaki arkadaşımın ayakkabısını Cuma namazında en üst rafa koydum mu? — Evet. 
 Almak isterken atladı, zıpladı ve en sonunda rafa basıp uzanmak isterken bütün rafı devirdi mi?
—Evet.
— Bütün bu olanları karşıdan izleyen ve gülen benim namazım kabul oldu mu?
badday, Erkek, 28, İstanbul

Sahura 10 kala
Sahur saatlerinin bitimine az kalmış, bir an sigaramın olmadığını fark ediyorum. Anahtarlar, ruhsat falan derken en yakin benzinciye, sokakların da boş olmasından dolayı son surat gidiyorum. Son 10 dakika kalmış artik, bense varmak üzereyim ki; yerde farlarla ışıldayan gözlerinden fark ettiğim bir kedi. Küçücük daha ve bembeyaz ama çekilemiyor yoldan çünkü birisi arka bacaklarını ezmiş yolda. Evet, sigaramı içemedim tahmin ettiğiniz gibi. Kedi mi? O iyi ve oldukça sağlıklı. Küçük birkaç operasyon dedi veteriner amcası ve düzeliyor artik...
Parizyenden_mujdesize, Kadın, 24, Ankara
Bekâret sorunsalı
— Bakirelik benim için önemli değil, diyen sevgilimle, ilk beraberliğimi yaşamıştım.
— Bakirelik benim için tabu, ilki olmadığım bir kızla asla evlenmem, diyen adamla da şu an evliyim.
— Anladım ki, erkeklerin tek derdi ilk değil, son olmak.
oyton, Kadın, 27, Ankara
Nesi var
6 yasındaki yeğenimle 'Nesi var?' oynuyoruz. Hani "Nesi var?" diye sorulan sorulara alınan cevaplarla karşıdakinin aklından geçirdiği nesneyi bulma oyunu. "Nesi var?" diye birkaç kez sorarak tuttuğum nesneyi buluyor ve sıra bana geliyor. Soruyorum,
— Nesi var?
— Saçı yok.
— Nesi var?
— Uzun boyu yok.
Oyunu yanlış anladığını düşünerek açıklıyorum:
— Cevaplar 'var' ile bitecek.
— Tamam.
— Nesi var?
— Ezilme tehlikesi var.
Hah diyorum, çok soyut ama bu da bir gelişme.
— Nesi var?
—Borulardan geçer.
Bu cevabı da alınca baş edemeyeceğimi anlayıp oynamaktan vazgeçiyorum. Aklından ne tuttuğunu sorduğumda ise zaten görüyorum ki bin soru da sorsam, bilemezdim. Cevap gri maddeymiş!
Oxigirl, Kadın, 30, İstanbul
Aşk-ı memur
Bihter'in Behlül'ü ayartma konusunda uyguladığı taktikleri evli olan iş arkadaşım üzerinde denemem sonucu sezon finalini sera yerine laboratuarda yaptık. Bizi olay anında görmüş olma ihtimali çok yüksek olan kişinin evin şoförü değil de grup liderlerinden biri olması ise acı gerçeğin ta kendisiydi.

AdiASKSebebimin1, Kadın, 33, Konya
Yamyam Kocama;
— Bu eriğin olmuşu güzel yenmiyor, dedim.
O da;
— Hi hi biliyorum. İnsan eti yiyormuş gibi oluyorsun, dedi.
— Bunca yıllık kocamdan tırstım vallahi!
Beni İtirafta Ananlarım, Kadın, 24, Adana
Hey gidi Che Guevara
Canım kardeşim şimdiki gençlere sinir oluyormuş; çünkü onlar aloeveranin(!) kim olduğunu, ne yaptığını bilmeden, onu tanımadan tişörtlerini giyiyorlarmış, böyle şey olmazmış.
— Eee haklı!
Sensizim Mutluyum, Kadın, 21, Kayseri
Vallahi yok
Hislerimin kuvvetli olduğunu bildiğim için:
— İçimdeki sese kulak vermeniz için illa sakal mı bırakmalıyım? dedim.
O güldürücü ve bir o kadar da düşündürücü cevap kardeşimden geldi:
— Olmadığını mı sanıyorsun?
Ama yoktu yaa!
Menekşeli Ev, Kadın , 42 , İstanbul
Çocuk olacak
Ay’ı gösterip. "Aa ne kadar güzel değil mi Hilal, incecik, harika!" dedim. "Aman, tırnağımı kestiğimdeki şekile benziyor işte, ne var bunda?" dedi. Yeni neslin güzellik anlayışı çok farklı, bir kez daha anladım.
xdegilcarpi, Erkek, 27, İstanbul
Hunharca aşk
Son gündem haberlerinden çok etkilenen sevgilim artık beni "Hunharca" sevecekmiş. Hadi hayırlısı artık.
benkalendermesrebim, Kadın, 28, Antalya

Hep aynı!
Kocamla evliliğimizin artik bitme noktasına geldiğini fark edip bir psikologa ne yapabileceğimizi danışmaya gidiyorum. Ona aramızdaki en büyük problemleri anlatmaya başlıyorum.
— Çok farklıyız, o çok monoton, hayatında heyecana veya farklı hiçbir şeye yer yok, bense tam tersi, mesela ne zaman yemeğe çıksak R....  Restorant'tan başka yere gitmek bile aklına gelmez... vs.
Psikolog kocamla da konuşmak istediğini söylüyor. Nitekim birkaç gün sonra beraber gidiyoruz. Psikolog ve kocam bir süre baş başa konuşuyorlar. Çıktıktan sonra ben diyorum ki;
- Hayatım bu bizim için yeni bir başlangıç olsun, her şeye yeniden başlayalım!
— Haklısın, gidip bunu R.....  Restorant'ta kutlayalım!, demez mi?
—Evet, evet, gidip kutladık, son gidişimiz oldu zira boşandık.

Normal!!



Temel yokuş yukarı çıkarken arabası aniden durur.Arabadan inen Temel sorunu araştırır ve sonunda benzinin bittiğini fark eder. Hemen arabanın benzin deposunun bulunduğu yere gider ve işemeye başlar. Oradan geçmekte olan adam olanlara inanamaz, şaşkınlıktan başını iki yana sallarken Temel’e sorar?
— Bu yaptığın normal mi?
Aldırmadan işini sürdüren Temel:
—Hayır!! Gurşunsizdur da!!

Uzak Dur!!

İlkokul 4.sınıfta, Öğretmen:
—İnsan nelerden etkilenir?
Biri;
— Kahve!
Onaylayan öğretmen:
— Başka?
— Alkol!
— Tamam. Başka?
Ön sıradaki Ali  hemen atılır:
— Çıplak kadın!
Öğretmen afallar..
— Bak Ali, seni cezalandırıyorum. Sınıf ortamında uygun olmayan bu sözleri söylediğin için "Öğretmenim bunu benden 100 kere yazmamı istedi" diye yaz ve bunu babana imzalat, yarın bana getir!!Ertesi gün sınıfa giren öğretmen, sınıfın en arka sırasında oturan Ali’yi hemen fark eder:
— Ali oğlum! Neden en son sıraya geçtin? Cezanı yazıp babana imzalattın mı?
—Evet öğretmenim..
—Peki, baban ne dedi?
— Babam… Öğretmenim, babam; ”eğer bir erkek, çıplak bir kadından etkilenmiyorsa kesin ibnedir ve ondan uzak durmak gerekir, dedi!”


Toparlamak!!

Karımla 5 yıldızlı resort hotelin kumsalında güneşlenirken canım sigara çekti. Odamıza, paketi almaya gittim, genç görevli bir kadın odamızı topluyordu.. Sigara paketini dolaptan aldım, mini bardan da 2 adet soğuk bira kaptım.. Otelin kurallarını bilmediğim için, tam odamdan çıkarken de sordum:
— Kumsalda bira içebilir miyiz?
Görevli kız yerinden doğrulurken:
- Tabii neden olmasın?!! Ama müsaade et de önce şuraları bir toparlayım!

Kazansın!!

Bu rakı…
Bunu içersen; fabrikası kazanır, dağıtımcısı kazanır, bayileri kazanır, bakkaldan alırsın bakkal kazanır…
Manav ve peynirciler kazanır, mezeciler kazanır, balıkçılar kazanır, anason üreticisi çiftçiler kazanır, şişe üreticisi kazanır, nakliyeci kazanır, taksiciler kazanır…
Meyhanede içersin meyhaneci kazanır, aşçı kazanır, garson ve komi kazanır…
İçtikten sonra kaza yaparsın; kaportacı kazanır, tamirci kazanır, hastaneler kazanır, doktorlar kazanır…
Allah (CC) göstermesin ve gecinden versin amma velakin ölürsen; mezarcılar da tabutçular da, imamlar da, çiçekçiler de kazanır…
Velhasıl tüm Türkiye Kazanır...
İçin , ekonomiye can verin…
Türkiye için bir duble de siz için…

Dün Akşam


Dün akşam otururken karıma dedim ki:
- Ot gibi yaşamayı kesinlikle istemem!! Eğer bir gün makinelere ve bir şişeden sızacak olan bilmem ne sıvısına bağımlı olacak olursam, Lütfen!! Lütfen hiç tereddüt etme, hemen fişi çek olur mu?
Karım yerinden kalktı.
Laptopumu fişten çekti,
Şarabımı çiçek saksılarından birinin dibine döktü ve çıkıp gitti.
- Adi kadın !

Sosyal Adalet..


Güney Afrika’ya iş gezisine giden genç iş adamının işleri umduğundan daha başarılı ve çabuk gelişir. Sözleşme imzalanınca bile dönüşüne daha bir gün vardır. Vakit geçsin diye dolaşırken "Ghandi" filminin afişleri dikkatini çeker. Hani şu bol Oscar'lı uzun film... Hemen taksiden iner ve doğru gişenin önündeki kuyruğa girer. Çevresindekiler tuhaf tuhaf bakarken biri:
— Beyfendi, siz yabancısınız galiba?
— Evet, nereden anladınız?
— Burada beyazlar kuyruğa girmez, doğrudan gişeye gidip biletlerini oradan alır
Adam biraz mahcup, tüm kuyruğu atlar gişeye gelir. Evet... Gerçektende beyazlar için ayrı bir pencere vardır.
— İyi günler, arka yada ortadan bir koltuk lütfen..
Gişedeki kız şaşkın:
— Beyfendi, siz yabancısınız galiba?
— Evet, nereden anladınız?
— Burada beyazlar, koltukta değil, balkonda oturur!
— Peki, bir balkon lütfen!
Balkondan filmi izlerken, Güney Afrika'da bizim sinemalardaki gibi uzun uzun aralar verilmediğinden sıkışır haliyle. Etraf karanlık, herkes filmi izliyor, dayanamaz ve ayağa kalkınca, yandaki sorar:
— Nereye beyfendi?
— Hiiç... Tuvalete gitmem lazım..
— Beyfendi, siz yabancısınız galiba?
— Evet, ama nereden anladınız?
— Burada beyazlar, tuvalete gitmez ki, balkondan aşağı işeyiverirler.
Adam şaşkın, tek güvendiği karanlıkta balkonun korkuluklarına dayanır ve tam çişini ederken, aşağıdan bir zenci seslenir:
— Heeey, sen yabancısın galibaaa!!
İyice şaşkına dönen adam, karanlıkta ve sadece çişinden tanındığı için ürker...
Aşağıdaki devam eder:
— İnsan sadece birinin kafasına etmez ki birader!! Şöyle bir serpiştirir!! Bu memlekette sosyal adalet diye bişey var!

Ne Yüzle!!


Temel, televizyonda Türk dizilerinden birini izlerken telefon acı acı çalar …
Telefona bakan Fadime, kısa bir görüşmeden sonra telefonu kapatıp Temel''e seslenir:
—Cemal''in karusı ölmiştür da!!. Seni cenazeye çağrıyi..
Üzüntüsü yüzüne yansıyan Temel;
— Pu sefer citmecem fadüme...
—Olir mu Temelum? O senin en iyi uşağundur ha.
Temel biraz düşünür:
—Adam, üçüncü kez karısinun cenazesune çağrıyi Fadume. Pen onu bir kez pile davet edemedum. Ne yüzle cenazeye cideyrum da!!

Biliyoruz!!

Okyanus üzerinden gece vakti geçmekte olan uçakda, iki fısıltı.. Biri kadın, diğeri de erkek:
— Herkes uyudu hadi gidelim! (Ayak sesleri..)
— Bu tuvalet boş. Buna girelim.. Kimse bakmıyor..
— Sen önce gir!
— Biraz heyecanlıyım. Ben oturabilir miyim?
— Prezervatifin var değil mi? Haydi tak! (Derin nefes sesleri..)
— Ah parfüm de var. Her şeyi de düşünürsün!
— Ooh! Harika.. (Uzun sessizlik..)
Birden uçağın hoparlörlerinden sert ve dinamik bir ses gelir:
— Dikkat!! Dikkat! Kaptanınız konuşuyor!.. Arka tuvaletteki iki kişi, size sesleniyorum! Ne yaptığınızı biliyoruz.. Bu yaptığınız uçuş kurallarına aykırıdır.. Şimdi lütfen sigaralarınızı söndürün ve duman alarm sensoruna taktığınız prezervatifi çıkarın!


Su..


Siyasetçilerden biri, yanında Alman bir meslektaşının da bulunduğu, Almanya doğumlu genç bir Türk gazetecisiyle konuşurken;
— Şu bardaktan değil, tankerden boşanırcasına yağan yağmurlar, anamızı belledi vallahi!
Türk gazeteci de, siyasetçinin söylediklerini Alman meslektaşına çeviriyormuş. “Anamızı belledi” lafı da “anamızı becerdi” diye çevrilince Almancaya..
Alman gazeteci de bir soru sormuş bizim siyasetçiye:
— Validenizin rıza göstermesiyle mi gerçekleşti olay yoksa aşırı bir baskı sonucu çaresiz mi kalındı?
Çetin Altan'dan..

El Yazısı...

Adam yolda karşılaştığı komşusuna çemkirir:
– Senin oğlan bizim duvara işemiş!
Komşusu onu sakinleştirmeye çalışır:
– Canım çocukluk işte! Affedin!
Adam sakinleşeceğine ses tonunu giderek artırıp bağırmış:
– İyi ama çişiyle benim kızın adını yazmış!
Bıyık altından gülen komşu:
– Vay çapkın vay!. Desene, senin kızı seviyor!
Kız babası homurdanır:
– Üstelik yazı, bizim kızın el yazısı!


Emin..


Çiftliğin üç boğası, çiftçinin yeni bir boğa satın alacağı dedikodusu yayılınca, kendi aralarında tartışmaya başlarlar. En eski boğa söz alır:
— Çocuklar hepiniz biliyorsunuz!! Ben 5 yıldır buradayım. Şu an sahip olduğum 100 tane ineği de boynuzumun hakkıyla kazandım. O gelecek olan çapulcuya bir tanesini bile koklatmam!
İkinci boğa söze girer:
— Tam da benim söyleyeceklerimi söyledin. Ben de 3 yıldır buradayım ve sizlerin de onayıyla 50 tane ineğim var. Yeni gelenle sonuna kadar savaşırım ama bir tane ineğimi dahi ona vermem!
En gençleri atılır:
— Ben geleli yeni bir yıl oldu. Sizler kadar iri ve güçlü olmasam da 10 ineğin sorumluluğu bende ve hepsini bende tutmaya devam edeceğim!
Konuşmalar sürerken birden 18 tekerlekli devasa bir Tır’ın çiftliğin kapısından girdiğine tanık olurlar. Tır'ın kasası şiddetle sarsılırken bir düzine adam, içinde bulunan canavarı dışarı çıkartmaya uğraşırlar. Derken; tonlarca ağırlıkta, bastığı yeri titreten, korkunç bir boğa ortaya çıkar!
Birinci boğa:
— Ahhhh... Düşündüm de belki bu gelen yeni arkadaşa üzülmesin diye bir kaç tane ineğimi ayırabilirim! İkinci boğa:
— Daha önce de söylediğim gibi 50 tane inek bana çok geliyor. 20-30 tanesini ona verebilirim belki! Üçüncü boğaya baktıklarında şaşkınlığa düşerler. Hayvan, alev gibi kırmızı ve sert bakan gözlerle, boynuzlarını öne çıkartmış bir ayağı ile hızlı hızlı toprağı eşelerken, solukları yerden toz kaldırmaktadır. Birinci boğa atılır:
— Evlat sakın yapma! Eğer ona saldırırsan kesinlikle ölürsün! Bırak birkaç ineğini alıversin. Genç boğa:
- İsterse tüm ineklerimi alsın! Ben sadece benim bir boğa olduğumdan emin olmasını istiyorum!!

Sırat Köprüsü!!


Kilisenin papazı pazar ayininden sonra vaaza başlar, o gün ki işlediği konu,” iyi insan olmak için nelerden sakınılmalıdır”
– Öldürmeyeceksin! Çalmayacaksın! Üçüncüsü de zina etmeyeceksin!!. Zina en büyük günahlardan biridir; buna karşın, gitgide zina yapanlar çoğalıyor! Daha da kötüsü, son zamanlarda bir de kendi hemcinsiyle zina yapanlar türedi! İşte, asıl korkunç günah da budur ve kesinlikle affedilmeyecektir!
Kilisede çıt yok, belli ki aralarında bu tür günah işleyenlerin oranı yüksek ve birçoğu suçluluk duygusuyla başlarını öne eğmiştir.
Papaz vaazına sürdürür:
–Aman!! Siz siz olun, bu günahı zinhar işlemeyin!
Sözlerinin daha da etkili olması için kısa bir ara verir ve sürdürür:
– Eğer işlerseniz! Bilin ki bu günahın kefaretini, siz düşünün öbür dünyada!! Sırat köprüsü var ya sırat köprüsü!! İşte o köprüyü geçerken becerdiğiniz bütün hemcinslerinizi karşı tarafa sırtınızda taşıyacaksınız! Hepsini sırtınıza alıp, karşıya öyle geçeceksiniz, tamam mı?
Dinleyenler arasındaki Yorgo, bu sözler üzerine Vasiliu'nun kulağına eğilir:
–Yandık ki, ne yandık!! Bugüne dek, en az yirmi erkeği becerdim ben! O köprüden geçerken sırtımda yirmi kişiyi nasıl taşırım ben birader?
Vasiliu:
- Düşündüğün şeye bak! Ölmeye yakın sen de verirsin birine; binersiniz hep beraber onun sırtına!

Taktik!!


Yaşlıca bir adam çok güzel bir kadınla mücevher dükkânına girer.
Adam satıcıya:
— Çok güzel bir yüzük satın almak istiyoruz beyefendi.
Satıcı vitrinden güzel bir yüzük çıkarır gösterir:
— Bu yüzüğün bedeli 4000 $’dır efendim, diye gösterir.
İkili yüzüğe bakar ve yaşlı adam satıcıya;
— Lütfen bana en iyi yüzüğünüzü gösterin!
Satıcı içerdeki kasadan bol pırlantalı şahane bir yüzük getirir;
- Bu dükkanımdaki en iyi yüzüğüm.. ve fiyatı 50 000 $ dır!.
Genç kadın heyecanla parmağına takar. Yaşlı adam cebinden çek defterini çıkarır 50 000 $ yazar ve açıklar:
— Bugün; Cumartesi ve akşamüzeri, bankaların kapalı olduğunu biliyorum. Sizin emin olmak istediğinden eminim. Çeki size bırakıyorum, Pazartesi sabahı bankama telefon edip çekin karşılığını aldıktan sonra, üzerinde yazılı olan telefonumdan beni arayın lütfen! Biz de gelip yüzüğü alırız.
Pazartesi sabahı mücevherci yaşlı adamı arar:
— Sen benimle alay mı ediyorsun be adam? Hesabında hiç paran yokmuş!
Yaşlı adam:
— Sen yüzüğü dükkânında sakla ve çeki yırtabilirsin. Sayende şahane bir hafta sonu geçirdim...

Abartma!


Beliyle karnı ağrıyıp duran kadınla koca, doktora giderler. Doktor kadını, muayenehanesindeki özel şezlonga yatırarak, orasını burasını eliyle bastıra bastıra bir güzel muayene eder.
Sonra da teşhisini açıklar:
— Ciddi bir hastalığınız yok; arada sırada aşağıdan bir şey zorluyor karaciğerinizi, rahatsızlıklarınız ondan.
Kadının kocası, doktorun gözlerine bakarak:
- Doktor!! Farkına varmadan belki bana da iltifat ediyorsunuz, teşekkür ederim.Ancak inanın biraz abartıyorsunuz!! Dr. Ercan Alpagut.