İki kurbaga süt güğümüne düşer. Birisi biraz çırpınır ve bakar ki kurtuluş yok, kendini bırakır ve boğularak ölür. Öbürü çırpınmaya devam eder. Çırpınır çırpınır, çırpınır, çırpınır.. Tam kollarında derman tükenecekken bir de bakar ki çırptığı süt tereyağına dönüşmektedir.. Tereyağının üstüne çıkıp, bir sıçrayışta güğümden dışarı atlarken de düşünür;- İkimiz birlikte çırpınsaydık daha mı erken kurtulurduk ne?
Çırpınan kurbağa hikayesinin ülkemiz versiyonu şu şekilde sürüyor:
İki kurbağa süt güğümüne düşer.Birisi biraz çırpınır bakar ki kurtulma ümidi yok bırakır kendini sütün derinliklerine ve ölür. Öbürü çırpınmayı sürdürür..Çırpınır, çırpınır, çırpınır.... Tam kollarındaki derman tükenecekken bir de bakar ki süt, çırpınması sırasında tereyağına dönüşmektedir. Minik kurbağayı izlemekte olan Çiftçi:
- Hmmm, yayık mayık için yatırım yapmaya ne gerek var, üstelik yayık için kalifiye işçi (insan)gerek.Oysa kurbağa kullanarak biraz yavaş da olsa iyi - kötü tereyağ elde ediyorum, hem de bedavaya...
Bizim dermanı tükenmekte olan Kurbağacık tereyağının üstüne çıkıp, bir sıçrayışta güğümden dışarı atlarkende düşünmüş:
- İkimiz birlikte çırpınsa idik daha mı erken kurtulurduk?
Oysa heyhaat, kendisini kötü bir sürpriz beklemektedir. Uyanık Çiftçi, daha önce davranıp güğümün çevresine bir yığın başka güğümler koymuştur. Üstelik her birinin içine iki - üç kurbağa daha atılmıştır. Bizim tereyağ deneyimli kurbağa, az önceki deneyiminden hareketle, mecali tukenmekte olan başka güğümdeki diğer kurbağalara seslenir:
- Hey arkadaşlar!! Umudunuzu kaybetmeyin, hep birlikte çırpınırsak daha erken kurtuluruz.
Artık çiftçinin keyfine diyecek yoktur. Peşpeşe güğümleri sıralıyor,kurbağalar da bu arada hep birlikte çırpınmaya devam ediyordur. Çiftçinin artık tek yapması gereken, güğümdeki tereyağını boşaltıp güğüme yeniden süt doldurmaktır. Çırpınıp duran kurbağacıklar yavaş yavaş kurtuluşun böyle süt güğümlerinin içinde çırpınmakla olmadığını düşünmeye başlarlar ama bir yandan da çırpınmaya devam ederler..
** Masal şöyle devam eder.**
Çırpınan kurbağalar sütü tereyap yapmayı başarırlar ve zıplayarak kurtulacaklarını sanırlar..Ama kazın ayağı öyle değildir..
Bunu önceden düşünen uyanık çiftçi etrafa yığınla süt dolu güğüm koymuştur.. Zıplayan kurbağalar yandaki süt dolu güğüme düşerler ve çırpınmaya devam ederler.Dayanamayan kurbagalar ölür, dayananlar köle gibi çırpınmayı sürdürürler..Çırpınan kurbağalardan ses seda alamayan dışarıdaki kurbağalar bu işten kıllanırlar..Yavaş yavaş çiftlikten ayrılmaya başlarlar..Çiftçi bir süre sonra yeni kurbağa da bulamaz. Güğümdeki kurbağa sayısı giderek azalır.Tereyağı satmaya çalışan çiftçinin tereyağlarına, ölü kurbağa kokusu sindiğinden malını da satamamaya başlar. Kriz başgöstermiştir.
Çiftçi IMF ve Dünya Bankasına başvurarak yeni güğüm, süt ve kurbağa ister.Aynı senaryoya devam etmek için:)