Yaşına Göre..

YAŞINA GÖRE ERKEK
20 yaşında erkek FİAT gibidir. Küçük ama hızlı.

20-30 yaş arasında PORSHE gibidir. Hızlı ve konforlu.
30-40 arası erkek VOLVO gibidir. Biraz sıkıcı ama teknik olarak mükemmel.
40-50 arası erkek OPEL gibidir. Yapabileceğinden fazlasını vaat eder.
50-60 arasında ise eski bir FORD gibidir. Harekete geçirmek için karbüratöre biraz alkol koymak gerekir.

YAŞINA GÖRE KADIN
15-25 arasında kadın AFRİKA gibidir. Yarı keşfedilmiş, yarı bakir.
25-35 arasında AMERİKA gibidir. Tamamı keşfedilmiş ve bilimsel olarak mükemmel.
35-45 yaşları arasında HİNDİSTAN ve JAPONYA gibidir. Çok ateşli, bilge ve güzel.
45-55 arasında FRANSA gibidir. Savaştan hasarlı çıkmış ama hala çekici.
55-60 arasında kadın ALMANYA gibidir. Savaşı kaybetmiştir ama umutları vardır.
60-70 arasında kadın RUSYA gibidir. Geniş, sakin ama kimsenin gitmediği
70'inden sonra kadın TÜRKİYE gibidir. Şanlı bir geçmiş ama gelecek yok.


Duydun mu?

Temel ile Fadime tatil gününde hayvanat bahçesini gezmeye gelir.Aslan kafesinin önüne geldiklerinde kafesin boş olduğunu ve aslan bakıcısının içeride temizlik yaptığını görürler. Meraklanan Temel:
- Ula!! Aslanlar nerede?
Bakıcı:
- Şimdi onların seks saatleri 5 saatten önce çıkmazlar..
Konuşulanlara birebir tanık olan Fadime biraz ilerleyince sitemle Temel'i dürter:
- Tuytun mu Temel?
Temel yüzünü buruşturur
:
- Tuytum Fadime!
Biraz daha ilerde Ceylanların kafesinin önüne gelirler ama orada da bakıcıdan başka biri yok, ona da sorduklarında:
- Şimdi onların seks saati, 4 saatten önce çıkmazlar.
Fadime yine döner bu kez daha bir sitemkar:
- Tuytun mu Temel!
Temel iyice bozulur:
- Tuytum tuytum!
Aynı durum gorillerin önünde daha tekrarlanır. Sonra geyiklerin bulunduğu kafesin önüne gelirler. Bakıcı:
- Şimdi onların seks saati ama bekleyin bir - iki dakikaya kadar çıkarlar!
Gerçektende 1-2 dakikaya kalmadan geyikler kafese girerler. Bunun üzerine Temel gururla döner:
- Tuytun mu Fadime? Cördünmü?

Sitemkar Fadime, ses tonunu biraz daha yumuşatır:
- Tuytum tuytum Temelum!! Ama sen de şu ceyuğin kafasundaki poynuzlari cördün mü?!!

Şive..

Temel ve bir zenci trenin kompartımanında iki kişiydiler. Yol uzun olunca konuşmadan çekilmeyeceğini karşılıklı olarak hemen anladılar.Başladılar sohbete, Temel sordu:
- Siz zenci misunuz?
- Evet, nerden anladınız?
- Şivenuzden!

BOKS MAÇI
Bir gün Temel Mike Tayson ile unvan maçına çıkar.
Daha ilk yumrukta Temel nakavt olur.
Hakem bir, iki, üç dört.. sayarken menajeri de Temel'in kulağına eğilir;
- Sakın dokuzdan önce kalkma.
Temel hafifden gözlerini aralar ve menajerine;
- Saat kaç?


SIRA
Temelin; köydeki tüm erkeklerin, gördüklerinde iç geçirdikleri, güzel bir karısı vardır
Bir süre sonra kadın köydeki erkeklerle beraber olmaya başlar.Öyle ki evin önünde uzun kuyruklar oluşur.Bunu gören arkadaşı Dursun dayanamaz:
- Ula Temel karının neler yaptığını görmüyor musun? Bu kadını neden hala boşamıyorsun. ?
Temel sinirli bir şekilde:
-Ula kariyi boşayayum da diğerleri cibi sıraya mı cireyum?

POSTACI
Falcı kadın, Fadime’nin avucuna bir süre baktıktan sonra konuşmaya başlar:
- Bak kızım, sevgilini çok seviyorsun. Fakat onu kaybetmek istemiyorsan kendisini adım adım takip etmelisin!
Fadime, ne yapacağını şaşırır, mırıldanır:
- Ne yapacağim şimdu? Çok fena! Penum nişanlum postaci...



Söyle!!


Kadın; hoş, pembe kolsuz bir elbise üzerinde, eşiyle birlikte hayvanat bahçesini gezmeye başlarlar. Kimselerin olmadığı bahçede, gorillerin olduğu bölümde oldukça kıllı, iri bir goril, kadını görür ve heyecanlanır. Çite tırmanıp tek eliyle göğsünü dövmeye başlar. (Gorillerin kur yapma biçimi) Eşinin açık giysisinden ve renginden etkilendiğini fark eden adam bunun çok komik olduğunu düşünür ve karısına gorili daha fazla tahrik etmesini önerir. Kadın elbisesinin omuzlarını indirir, goril çığlıklarını iyice artırır. İyice keyiflenen adam karısını biraz daha teşhirde ikna edince, kadın elbisesinin eteğini hafiften yukarı kaldırır. Goril resmen çıldırmıştır artık. Zıplamakta ve bağırmaktadır. O anda adam karısını yakaladığı gibi kapısını açtığı gorilin kafesine atar ve kapıyı kapatır:
- Şimdi ona başının ağrıdığını söyle..


Bloglar Kapatılamaz!!

Kişisel ifadelerin yaşam bulduğu yerde toplumlar çeşitlenir, zenginleşir. Bu kez; Bloggum uzantılı bloglar, tüm çalışmalar, uğraş, toptan yasaklı.. Bu yasal uygulamalarda tüm uzantı yerine, suçlu bulunan hangi sayfaysa o yasaklanmalıdır. Kurunun yanında yaşında yanması bu değil midir? Yasal sınırları zorlayan sayfaların kapatılması bu kadar zor mu? Toptan sıra dayağı hala bir yöntem mi? Ülkem adına bu tür uygulamaları görmekkten ötürü üzüntü duyuyorum.. Ülkeme, ülkem insanlarına hiç yakıştıramıyorum. Yakışan, yetkililerimizin bu tür uygulamalarda haklıyla haksızı ayırt edebilmesidir.
Yazılarını zevkle izlediğim, kişisel ifadenin verdiği güçle tanıma fırsatını bulduğum pırıl pırıl, umut veren genç arkadaşlarımızdan Okan Yüksel’in bu seslenişine kulağımızı kapamak, görmezden gelmek mümkün mü?
“Öncesinde Wordpress, sonrasında Blogspot ve şimdi de Bloggum! Türkiye sansüre devam ediyor. Dün, ilk defa kendi blogumda “Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.” ibaresini gördüm ve işte o zaman anladım daha öncesinde arkadaşlarımın canının ne kadar acıdığını. Canım gerçekten acıyor, bu haksızlık insanın canını gerçekten acıtıyor!
21. yüzyıldayız, muasır medeniyet seviyesi temel hedefimiz, demokratikleşiyoruz, özgürleşiyoruz diyoruz ama hepsi lafta kalıyor. Bugün Türkiye sansüre devam ediyor! Bugün Türkiye’de basın özgürlüğü yok! Bugün Türkiye’de söz söyleme hakkımız yok! Bugün Türkiye’de binlerce blog yok, biz yokuz! Ama sizler varsınız dostlar, Wordpress var, Blogspot var, Blogcu var.. Bizim yokluğumuzda lütfen varlığınızı gösterin ve Bloggum sansürünü yazın! Türkiye’nin artık daha özgür olması gerektiğini yazın. Basının engellenemeyeceğini, sesinin kısılamayacağını yazın. Muasır medeniyet seviyesine giden yolun sansürden geçmediğini yazın! Sansürün bir suç olduğunu yazın! Biz yazamıyoruz, lütfen sizler yazın. Saygılar, sevgiler..”
Umarım en kısa sürede yüce Türk Adaleti yapılan bu tür uygulamaların farkına varır ve bize yakışan en doğru kararı verir..

Gönülden Kaleme Dökülenler!

Bıktım
Hocamın odasına flash bellekte ödev teslim etmeye gittim. Belleği hocaya verirken hocam:
- Hangi dosyanın içinde?
Offf, dosyanın adını değiştirmeyi nasıl unuturum ya!
- “Bıktım” dosyasının içinde hocam.
Sizce kalır mıyım, geçer miyim?

Mart kedileri
Balkondaki bağıran kedileri kastederek
- Şu kediler kadar olamadık! diyorum.
Karımdan gelen cevap:
- Hiç mi başı ağrımaz bunların?

Bir taşla iki kuş
Yeni doğmuş oğluma, ısrarla babasının demode ismini koymaya çalışan kocamı vazgeçirmek için, o ismin eski sevgilimin adı olduğunu söyledim.Sonuç; artık babasından bile bahsetmiyoruz.

Fonksiyon öncelikli
Soğuk, kutba yakın bir ülkeye, oradaki kış yaşamı merak edip de giderken, benimle gelme kararı alan arkadaşa, kendisini sıcak tutup, konfor sağlayacağını belirterek termal içlik almasını önerdim. Vakit bulabilirse alacaktı...
Gereken bu vakti bulamadığını, havaalanındaki bekleyişimiz esnasında otururken, bacak bacak üstüne attığında sıyrılan paçasının altından görünen ve alt kısımları dantelli olup,
sonrasında, eşine ait olduğunu itiraf ettiği iç giysisini fark edince anlamış oldum.

Telefonu çalan dondurmayı alır
Ehliyet kursundayken, trafik dersinde sınıfça karar alıyoruz. Kimin cep telefonu çalarsa tüm sınıfa dondurma ısmarlayacak.2 aylık ders süresince 2-3 arkadaşımız ceza olarak sınıfa
dondurma getirdi. Ben mi? Yaklaşık 20 kez hocanın cebini gizli numaradan aradım.
- Bir gün de cebini sessize alma be hocam!

Tıbbi Atık
Hastanenin "Tıbbı Atık" bölümünde görevli; turuncu tulumlu, sırtında kocaman tıbbi atık yazan ve oldukça çirkin olan yaşlı adama asansör beklerken:
- Ayyy tipe bak valla tam bir tıbbi atık! diyerek laf atan yapay zekalı kişi benim ablam olur. Bunun üzerine ablamın şişman olduğunu görüp,
- Yük asansörü öbür tarafta, burada boşuna bekleme!diyerek cevap veren eli öpül esice kişilik ise tıbbi atıktır.

Sapsız Balta
- Oğlum yirmi iki yaşına geldin, hala bir baltaya sap olamadın! diyen annesine
- Anne, elli yaşına geldin, hala benden bir sap olmayacağını anlamadın!" diyen sap kardeşime ne demeli?

Evrim
Çok kıllı olan komşumuzun eşinin yorumu:
- Gençken babayiğit görünüyordu, hoşuma gidiyordu ama yaşlanınca kutup ayısına döndü!"

Patrona Saygı
Evet yaptım. Patronun odasına gitmek için ayağa kalktım, kapıya yöneldim ve daha kendi odamdan çıkarken, kendi kapımı çaldım. O derece bir saygı yani!

Mahkeme Kararı
Hâkim, aile içi danışmanlık hizmeti veren kuruluştan psikolojik destek almamıza karar verip boşanma davasını reddetti. Avukatım psikolojik destek alması gereken kişinin kocam
olmasını söyleyerek karara itiraz etti.
Hâkim, sert bir üslupla: bekara karı boşamak kolaydır atasözünü hatırlattı, avukatım
ilk evliliğini ne zor şartlarda bitirdiğini detaylıca hakime anlattı,
Hâkim
- Ama ben bu çocuklarda ışık görüyorum, diyerek avukata itiraz etti.
Avukatım:
- O gördüğünüz ışık değil, ateşte patlamaya neden olacak bir kıvılcım, dedi.
Derken yükselen sesleri yatıştırmak bana düştü:
- Karımın psikolojisini bozdunuz, bizi üzmeye hakkınız yok; Sakin olun!" demekse kocama düştü...Ve yine yine yine, boşanamadık!

Sayın
Kredi komitesinde ilk defa başkanımızın karşısına çıkacağım için heyecanlıydım.
- Sayın Başkanım mı, desem
- Sayın Başkan Bey mi, desem derken; heyecandan konuya
- Emel Sayın, diyerek girmem, bir süre geçici görevle uzaklaşmama sebep olsa da seviyorum Emel Sayın'ı...

Çarpma İşlemi
Derste çarpım işlemini anlatırken üstteki çarpan sırasına aile büyükleri, alttaki çarpan sayısına torun adını takmıştım.
- Torunlar tek tek bütün aile büyüklerinin elini öpmeden diğer toruna geçilmez, demiştim.
Bugün derste öğrencimi tahtaya kaldırdım ve sordum:
- Burada kaç torun var?
Cevap;
- Benim torunlarım mı öğretmenim?
- Evet senin torunların dedecim...

Dereyi Görmeden
Düğün konsepti ve planı hazır, ilk dans müziği hazır, gelinlik modeli seçildi, davetiye seçildi, balayında Yunanistan'a gidilecek, evin eşyaları beğenildi, hatta abartılıp evcil hayvanımız
ve adı da seçildi. Yani tüm planlar hazır.
Bir de benim boşanma davam sonuçlanırsa, evlenmemiz için hiçbir mani kalmayacak.

Psi-psikopatım
Yalanlar söyleyerek geçirdiğim yaşantımdan bunalıp psikologa gitmeye başladım. Fark ettim ki daha ilk seansta ona da yalanlar söylüyorum. Böylece artık iflah olmayacağıma inanmış bulunuyorum. Şu an bu kriz ortamında verdiğim vizite ücretine yanmakla meşgulüm.

Yoğurtlu Makarna
Dertliyim, tamam anladık. O gece çok içtim, onu da anladık. Sonra masanın ortasına kusuverdim, iğrençti ama tamam, onu da anladık... Peki, yediğim yoğurtlu makarnayı çıkardıktan sonra:
- Aaa nereye gitmiş bu makarnanın yoğurdu? diye sorarak milleti gülme krizine sokmam neydi? Onu hala anlayabilmiş değilim.

Boyacı
Evde tadilat yapıyoruz, fonda Latin müzikleri çalıyor. Boyacının yanından geçerken arkadaş içten dileklerini iletiyor.
- İnnşallahh bu müzikleri yapan adam ölmüştür.

Zenci Poposu
- Pilatesle, yaza kadar herkesin poposu zenci poposu gibi olacak.diyen Ebru Şallının programını izleyen arkadaşımın yorumunu aynen aktarıyorum:
- Benimki bronzlaşmaya başladı bile!

Foto Şip-Şak
Sofradayız, herkes bana bakarak aynı anda konuşuyor.
- Fotoğraf makinem nerede, çok komik oğlum ne biçim gülüyor!
Diğeri:
- Ne gülmesi oğlum, ölüyor!
Bir başkası:
- Ölmeden çekelim lan, valla boğuluyor, bulun şu makineleri!
Hala yaşıyorsam şaşkınlıktan sandalyeden düştüğüm içindir.
Fotoğrafçıdan dost olmaz arkadaşım.

Anneanne Yemeği
Odasına geçti, başladı eşyalarını toplamaya.
- Hayırdır nereye gidiyorsun?
- Anneanneme.
- Neden eşyalarını topluyorsun?
- Orada yaşayacağım artık!
- Neden?
- Çünkü onun yaptığı yemekler gibi yemek yapamıyorsun, anneannem ölürse bu yemekleri kim yapacak? Çocuklarıma her gün senin pişirdiğin yemekleri pişirmek istemiyorum!
13 yaşındayken böyle, 20 yaşındaki halini düşünemiyorum. Allah'ım sen koru beni!

Bitsin Artık
Evliliğimizin başından beri bankalarla başını kredi kartları yüzünden belaya sokan, 2 senedir ne benimle, ne çocuğuyla ne de eviyle ilgilenmeyen, evi otel gibi kullanan, sürekli bir yerlere borcu olan, akşamları eve geldiğinde 2 kelam etmeyen ve sırtını dönüp uyuyan kocama
boşanmak istediğimi söyledim. Darıldı, benimle konuşmuyor!

Esmer
En yakın arkadaşıma:
- Geçen gece karabasan geldi sanırım bana, nefes alamadım. Anlatamam o anımı...
- Eee, esmer seviyorsun ya ondandır..
Çok pardon bunun sarışını falan var da ben mi bilmiyorum?


Kalpazan..


Amerikan piyasasını tarihinde görmediği çapta sahte dolar kaplar. . Polis, sahte paraların bir kısmına ulaşır ama bir türlü de gerçeğinden ayıramaz. İnceletmek üzere bu konuda isim yapmış, son derece mükemmel bir laboratuardan yardım isterler.Ancak yetkililer incelemenin en az 10 gün sürebileceğini söyler.. İnceleme sonuçlarının uzun sürecek olması polisi düşündürür. Daha kısa zamanda nasıl sonuç alabiliriz diye de arayışa başlarlar.
Sahte paradan en çok kim anlar?
Tabiî ki sahte para basanlar.
Başlarlar didiklemeye..
Oda ne?
Tüm veriler; dünya'nın en büyük kalpazanı olarak, Türkiye Trabzon’daki Temel’i göstermektedir. Hemen Amerika’ya davet ederler:
- Bak bakalım bu para sahtemi, gerçek mi?
Temel paraya şöyle bir dokunur:
- Sahtedur...
Adamlar şaşırır, en son teknoloji ile çalışan laboratuar kendilerinden 10
gün süre isterken, bu adam nasıl bir bakışta anladı. Sorarlar:
- Hemşerim paranın sahte olduğunu nerden anladın?
Temel gevrek gevrek güler:
- Nerden olacak uşağum!! Atatürk'ü benzetememuşler!!

Mim


Paraşütle atlamaca..
Bu kez pek sevemediğim, hayal etmekte dahi zorlandığım bir mim var. mgurdal ve hayatmasalolsa adlı blog arkadaşlarım, ben size ne deyim!(?)! Deveyi hendekten atlatmaya tercih ederdim hani..Bende yükseklik korkusu var yahu!! Bırak 1000m. 200m.de içim dışıma çıkıyor, ortalık gidip geliyor, ayakta durmakta zorlanıyorum.. ..
Buyrun efendim, mim soruları ve benim çıkarttıklarım:

1. Paraşütle atlamaya karar verdiniz ve ilk atlayışınızı yapmaya hazırlanıyorsunuz. Yerde sıranızı beklerken yukarıdan atlayanları seyrediyordunuz... Aklınızdan neler geçiyor?
Önce, poşetim ve peçetelerim planladığım gibi yerinde mi diye elle yoklardım. Ne olur ne olmaz!! Gökyüzünde yerçekimi kurallarına göre çıkarttıklarından önce inmekte var, diye iç geçirirdim..Hımm, aklımdan başka neler geçmez ki!! Yaşamda her haltı yemek zorunda mısın? Ne işin var senin burada? diye bir taraftan kızarken, olsun bir çılgınlık adamı götürür mü? Nasıl ki? Diye de ikirciklenirdim kendi kendime. Sonra da gökyüzüne bakar,. “Heyt be!! Şu gökyüzünden süzülenlere bakar mısın?! Haydi oğlum!! Kim tutar seni!! Benim neyim eksik onlardan!! Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!!” der miydim acep? Yaşamadım ki!!

2.Sıranız geldi ve uçak üç bin metreye yükselirken, siz de kendinizi hazırlıyorsunuz. Arkanıza hiç bakmadan önünüzde açılan kapıya geliyor ve aşağıya bakıyor ve kendinizi aşağıya bırakıyorsunuz. Aşağıya atlarken ne diye bağırıyorsunuz?
Oraya kadar geldikten sonra zevki kimseyle paylaşmaz, bırakırdım kendimi boşluğa!! Yavaş yavaş açardım gözlerimi.. Bağırmakta gerekir sanırım burada bence de iyi olur. Ne diye bağırırdım ben, kendimde miyim ki biliyim.. Anlamı olmazdı herhalde ağzımdan çıkanların..

3. Güvenli bir şekilde yere indiniz. Paraşütünüzü toplarken bi eğitmen size doğru geliyor ve size birşeyler söylüyor. Eğitmen ne söylüyor?
Bu kadar kasılacağınızı bilseydim size bu şansı vermezdim..Adam ol önce!! Ne demek bu paraşütu ben toplamam.. Ben, senin babanın kahyası mıyım?. Herkes yaptığı haltı temizler..Ben anlamam! Topla malzemelerini!! Yıkamadan da sakın teslim edeyim deme!!
Bu mudur?
Budur...
Eee bizde böyle...
Ben de bu görevi; İçimden Geldiği gibi ve Ivır Zıvır arkadaşlarıma mimliyorum.
Gereğinin yapılması rica olunur efendim...

Soğuk su!


Genç adam; güzel bir tatil sabahı, çevre yolundan direksiyonu kırdı. Eşini kaybettiğinden beri çiftliğinde yalnız yaşamakta direnen, 90 yaşındaki dedesini merak etmişti. İnatçı ihtiyar ne yapıyor, nasıl yaşıyordu?
Dede; torununu karşısında görünce sevindi, onu kucakladı ve sofrada ona da yer açtı. Sahanda yumurtaya uzanan genç adam, yağ ve yumurtadan başka şeyler gördü:
- Dede! Bu tabak temiz mi?
Dede çok sakin:
- Soğuksu bu kadar temizler. Otur da kahvaltını yap..
Öğle oldu. Dede, torununa mangalda et hazırlarken, torunun gözü tabaktaki siyah lekelere takıldı, dayanamadı:
- Dede, bu tabağın temiz olduğundan emin misin?
- Eee.. Soğuksu bu kadar temizliyor evlat!! İkide bir, bunu sormasan!
Akşam oldu yine yemeğe oturdular, torun tabağa baktı tam ağzını açacakken, yutkundu ve sustu. Yemeğini yinede yedi..Gece yarısına doğru, TV’de maça odaklanmış dedesine gideceğini söyledi ve vedalaştılar. Adımını dışarı attığında kapının önünde uyuklamakta olan köpek birden ayağa dikildi ve dişlerini göstererek başladı hırlamaya. Genç adam geçemeyeceğini anlayınca:
- Dede, köpeğin beni bırakmıyor!!
Maçı seyreden dede, kafasını bile çevirmeden bağırdı:
- Soğuksu!! Gel oğlum, gel!.

Sor!!


Baba köşesinde, günün yorgunluk kahvesini yudumlarken, hemen yanında dersine çalışan Mustafa:
- Baba, elektrik nedir?
- Elektrik?! Elektrik, şey!...Vallahi, ben de bilmiyorum oğlum.Ne kötü her gün görüp kullandığımız şey halbuki.
Mustafa boynunu büker, yeniden çalışmasına döner. Bir süre sonra:
-Baba!
-Ne var oğlum?
-Gök gürültüsü neden olur?
-Gök gürültüsü mü? Şey! Gök gürültüsü... Doğrusu ben de bilmiyorum...
Çocuk tekrar çalışmasına döner . Çok geçmez yeniden seslenir:
-Baba!
Gerisi gelmeyince baba meraklanır:
-Ne vardı oğlum! Bir şey mi soracaktın?
-Hiç! der, sessizce boynunu büker..
-Söyle bakalım, ne soracaktın oğlum?.
- ………..
-Yoo... Öyle pısırıklık etme!! Sor oğlum! Ben yaşamda tüm öğrendiklerimi sora sora öğrendim.

Pencere..


Genç çift, yeni mahallede, yeni evlerine taşınmış.. Sabah kahvaltı yaparlarken, karşı komşu da çamaşır asıyormuş. Kadın heyecanla kocasına:
- Bak hayatım, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor.
Kocası eşine bir süre bakmış sonra da hiçbir şey söylemeden kahvaltısını sürdürmüş.
Komşusunun çamaşır astığını her gördüğünde kadın aynı yorumu yapmaktan da geri durmamış. Bu durum bir ay kadar sürmüş.
Bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış, hayretle kocasına dönerek:
- Bak! Sonunda çamaşır yıkamayı öğrendi, çok merak ediyorum!! Kim öğretti acaba?
Kocası gülmüş:
- Tatlım ben bu sabah biraz erken kalktım ve penceremizi sildim!!

Victoria's Secret


Temelle İdris’in canları kadın çekmiş. Ellerine gecen Victoria' Secret kataloguna bayılmışlar.. Hem karılar ilik gibi, hem cins cins, her renkten var, hem de ucuz, tanesi 20-30 bilemedin 40 dolar, hemen siparişe koyulmuşlar.
Birkaç hafta sonra Temel bakmış hatunlardan ses yok, İdris’i cepten aramış:
- Penum kari hala celmedu, ismarliyali üç hafta oldu, seninkinden haber var midur?
İdris:
- Merag etme uşağum!! Eli kulağındadır, penimkisu donunu cönderdi, kendisi de herhalde çok yakında celir!!

İtiraflar - 4


[Erkek, 38, İstanbul ]
Karımla alışveriş merkezinde dolaşırken birden önümüzden inanılmaz güzel bir kadın geçti. Nasıl oldu ben de anlamadım ama ilk defa bir kadına bu derece kilitlendim. Bu durumun farkında olan karımın şu sözleri ile kendime geldim. "Bakma faslın bittiyse kavgaya geçeceğim!"
[Erkek, 30, İzmir ]
Nişanlıyken karımla iddiaya girmiştik. Evlendikten sonra ilk kim "Bu gece olmaz" derse tüm evliliğimiz boyunca ütüyü o yapacaktı. Centilmenliğimi göstermek için iddia sonuçlanana kadar ütüyü yapmayı kabul ettim. Altı senelik evliyiz, ütüyü hala ben yapıyorum. Bu güzel kadın ya bana gerçekten çok aşık ya da ütü yapmaktan hakikaten nefret ediyor.
[Erkek, 28, İstanbul]
Hani benim gönlüm sarhoştu yıldızların altında? Hani sevişmek ahh ne hoştu yıldızların altında? Şarkıda kimse polisten bahsetmemişti...
[Erkek, 25, İstanbul ]
Ülkemizde kişi başı milli gelir 10.000$'a yaklaşmış. Benim cebimde 10 YTL var. Kim hakkımı yiyorsa haram olsun!
[Kadın, 34, İstanbul ]
Dün haberlerde çıkan tekstil sektörünün krize girmesine kocamın yorumu: "Bak bir aydır alışveriş yapmıyorsun, tekstil krize girmiş!"
[Kadın, 34, İstanbul ]
- Seviyor musun? dedim,
- Seviyorum, dedi.
- Ne kadar? dedim,
- Çok., dedi.
- Ne kadar çok? dedim,
- Her akşam eve gelip dırdırını çekecek kadar çok... dedi.
Sustum...
[Kadın, 24, İzmir ]
Her gece uyurken;
- Millet sevişiyor, ben böyle tek başıma yatıyorum, en iyisi evlenmek, diyorum.
Sonra sabah uyanıyorum;
- Aman şimdi işin yoksa kocana kahvaltı hazırla, evi topla, bekarlık sultanlık! deyip vazgeçiyorum. Sonra gece oluyor:
- Evleneyim." diyorum, sonra sabah oluyor vazgeçiyorum, sonra gece...
[Kadın, 21, İstanbul ]
Ateşli bir ön sevişmenin ortasında kendini geri çekip 'Fragman buraya kadar, filmin devamı için nikâh sonrasını bekleyiniz.' diyen bana bir alkış yok mu acaba?
[Kadın, 26, Sinop]
Duştayım. Birden elektrikler kesiliyor. Hemen kapıyı açıp anneme bağırıyorum:
- Anneee!! konuş benimle; korkuyorum!
Annem başlıyor konuşmaya:
- Bu gece de rüyamda dedeni gördüm. Mezarının başına gitmişim, 'Baba ben geldim; kalk!' diyorum; o da mezardan çıkıyor; başlıyoruz konuşmaya...
Ben korkudan ağlamaya başlıyorum; annem gülmekten çatlıyor.
[Kadın, 26, Ankara ]
Şiddetli kavgamız sırasında:
- Gidiyorum ben, BİTTİ! dediğimde:
- Dönerken mutfaktan su getir, sana laf anlatacağım diye boğazım kurudu! diyen kocamı huzurlarınızda yılın kozalağı seçiyorum.
[Kadın, 22, Ankara]
Yolda yürürken güneş gözlüklü, kulaklıklı bir tipin bana baktığını fark ettim.
Tam yanından geçerken:
- Gözlük var diye baktığını fark etmediğimi mi sanıyorsun? dedim.
Gülerek:
- Kulaklık var diye duymadığımı mı sanıyorsun? dedi. Herkes hazır cevap olmuş canım...
[Kadın, 25, İstanbul]
Otobüse bindim, her yer dolu, arkaya doğru ilerledim, bir koltuktan tutundum, ayakta duruyorum. Hemen önümde oturan, 20'li yaşlara yaklaşmakta olduğunu tahmin ettiğim genç:
- Oturmaz mısınız? dedi, hani kalkayım da oturun anlamında.
- Gerek yok, teşekkür ederim, böyle iyi. dedim. Kalktı:
- Buyurun, oturun, dedi,
- Teşekkürler, iyi böyle, dedim,
- Huysuzluk etme(cibelme), otur dedik, otur işte! dedi,
Ne yapayım, oturdum ben de.
[Erkek, 28, İstanbul ]
Sıkış tepiş halk otobüsünde ayaktayım. Arkalardan bir ses duyuyorum:
- Biraz uzak durur musunuz beyefendi!
Kafalar o yöne çevriliyor, adam yanıt veriyor:
- Saçmalamayın hanımefendi, aramızda 5 metre var!
Kadın bombayı patlatıyor:
- Ama hissettim onu!
[Erkek, 23, Antalya]
Bir alkış da sınava giderken, 1 GB'lık flash disc'e Kur-an'ı Kerim ve dualar atan, sonra da boynuna asan ve cevşen niyetine kullanan kardeşime gelsin.
[Kadın, 33, Yurtdışı ]
Kocasının erken boşalma sorununu, ''Bu çocuk 15 saniyede oldu!'' diyerek anlatan bir arkadaşa sahibim.
[Kadın, 31, İstanbul ]
Hafta sonu babasıyla gezmek için süslenmeyi abartan oğluma:
- Oğlum çapkınlık mı yapacaksınız? diye sordum.
Oğlum tüm sempatikliğiyle cevap verdi;
- Evet anne, babam da bakıyor kızlara ben de. Ama senin kadar güzelini görmedik!

Gününüz Kutlu Olsun!!

Onlar kendilerini bilir!! Bu günün sahiplerine;

Eksik Olmayın!! Sevgi ve Saygılarımla....

Bulmak..

Evliliklerinin 20 yılı geride kalmıştı. Geceydi, yataklarına uzanmışlardı. Kadın birden kocasının oldukça uzun zamandır yapmadığı biçimde dokunmaya başladığını hissetti. Adamın parmakları boynunda gezindi, yavaşça sırtına doğru inmeye başladı. Boyun ve omuzlarından küçük dokunuşlarla geçen el, usulca göğüslerinden birine sonra diğerine
ilerledi, tam göbeğine gelince durdu. Kadın; elin, sol kol içinde gezindiğini, yeniden göğsünü yandan kavradığını, belini yumuşacık sarmaladığını, kalçalarına doğru ilerleyen hafif baskının bacaklarına kaydığını hissetti. Birden her şey durdu. El çekildi, ortalık sakinledi. Bu okşamalarla iyice heyecanlanan kadın cilveli bir sesle:
- Sevgilim, harikaydı.. Niye durdun?
Yanıt gecikmedi ve kısaydı:
- Uzaktan kumandayı buldum!


İşsizim Ben İşsizim!!

İşsizlik patladı... Lakin iş bulamayan, bari kendi işimi yapayım diyen ülkem insanı,
boş durmuyor..Proje çok...Madagaskar'a elma satmak isteyenden, rakılı kavun üretmek isteyene kadar...Ne ararsan gırla... Bazı projeler uygulamaya geçmiş bile. Sivaslı uyanık çorapçı 'One minute' çoraplarını kapış kapış satıyormuş.Eee.. girişimci ruhu kabarmış ülkem insanlarına yeni projelerle de görebiliriz:

- Sevsinler seni sutyenleri...
- Ananı da al git sepetli motosikletleri
- Sesin çok çıkıyor mikrofon ve ses sistemleri
- Eşek ölür kalır eseri sucukları
- Terbiyem müsaade etmez iç çamaşırları
- Benden yaşlısın huzurevi
- Son Osmanlı parmağı tatlısı
- Benim için bitmiştir okey takımları
- Babalar gibi satarım emlak danışmanlığı
- Artizlik yapma lan sanat okulu
- Bekâra karı boşamak kolay avukatlık bürosu
- Teğet geçti geometri soru bankası
- Onlar köpekleriyle yatarlar köpek mamaları
- Fakir fukara garip gureba bakliyatları
- Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa süt ürünleri
- Daha da gelmem prezervatifleri
Hala kriz var, işsizim diyorsanız ben size daha ne deyim...Bu kadar çok iş fikri veren başka bir ülke var mı? Bizde var işte... Hamdolsun...


Eşeklik Baki..


Kral Aslan başkanlığında toplanan konsey; sırf istihdam olsun diye geniş ve boş olan orman arazisine geceleri göz kulak olması için eşeği işe alır. Bir süre sonra;
- Peki, talimatlar olmadan eşek işini nasıl yapacak? sesleri yükselir.
Böylece bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere tilki ve tazı'ya iş verilir. Bir süre sonra
- Peki, bunların işlerini yapıp-yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz? diye homurtular başlar, denetim için köpeği ve baykuşu işe alırlar. Köpek denetlemekte, baykuş da raporları yağdırmaktadır. Gelen raporlar üzerine;.
- Bunların maaşları nasıl hesaplanıp, ödenecek? diye bir tartışma başlar, kurdu muhasebe şefi, çakalı kâtip olarak ve akbabayı istatikçi olarak işe alırlar.
Çok geçmez bu kez de;
- Peki, bunlardan kim sorumlu olacak? denilir ve ayı’yı müdür olarak, horoz ve keçiyi de müdür yardımcısı olarak işe alırlar.
Her şey yolunda giderken birden küresel ekonomik kriz patlak verir ve orman da nasibini alır bu etkiden.. Bütçedeki masrafları kısmak için toplanan konsey eşeği işten çıkartır....

Evli Adam..

-Amirim, adam suçunu itiraf etmiyor.
-Biraz zorlasaydınız??
-Çok zorladık efendim ama kar etmedi.
-Aynı soruları tekrar tekrar sordunuz mu?
-Evet
-Aralıksız hiç durmadan suçladınız mı?
-Evet
-Alakasız konularla bağlantı kurup adamı aşağıladınız mı?
-Evet
-Kaç saattir sorguluyorsunuz?
-2 gündür
-Allah Allah!! Nasıl dayandı peki?
-Adam evli, efendim.

Baba, Para Versene..


- Baba, para versene!!
- Ne parası?
-Walla fark etmez Türk parası, Amerikan Doları, İngiliz Sterlini olabilir.
-Yaaa sabır

- Baba para versene.
- Ulan daha dün para vermedim mi ben sana. Napcan yine?
- Baba kontörüm bitti kontör alacam.
- Ulan senin hattın faturalı değil mi? Dün de faturamı yatıracam diye para aldın yimezler.
- Öyle mi dedim. Tüüühh.

- Baba para versene
- Ne kadar lazım?
- 200 Tl. yeter.
- O kadar mı? Dur askılıkta ceketimin cebinden alıp geleyim.
Çaaaaat.
- Tühhh ulan babam yine kaçtı? Bir haftadır aynı numara!

- Baba para versene..
- Artık elin ekmek tutsun! Çalışta kazan lan!
- Ne demek yaa!! Sen bana 18 yaşımı geçene kadar bakmakla yükümlüsün yasal olarak yani.
- ULan eşoleşşek sen 18 yaşını geçeli 18 yıl oldu nerdeyse.
- Hadi yaa!! O kadar oldu mu??

- Baba biraz para versene.
- Lan ben senin yaşındayken eşek gibi çalışıp 4 nüfusu besliyodum. Bir gün yine çalışırken…
- Eywahh yine başladı. Tam 1 saat 20 dakika sürer bu nasihatnameyi okuması. Maçı kaçıracam. Keşke istemeseydim.

- Baba…
- Yine mi para istiyon?
- Yok baba. Para istemiyom.
- Aslan oğlum!!
- Baba süper bi iş kuruyom. Yalnız bu iş için annemin altınlarına ihtiyacım var baba.Köşeyi dönüyoruz yakında.
- Yürü git ulan bu kaçıncı.

- Baba para ...
- Ahh kalbim
- Baba! Tamam baba, şaka yaptım!
- Ohhhh.

- Baba paran var mı?
- Var ama vermem.
- Hönk

- Baba para versene.
- Napcan yine parayı?
- Baba Selin’in doğum günü, hediye alcam
- Ulan bu Selin’ninde yılda 360 kere doğum
günü oluyoo.
- …………
- Yemedim ama neyse..

- Babişşşş sen ne sürdün böle? Bugün ne güzel kokuyosun!!
- 40 yıllık parfüm kızım, ne yenisi yaa!
- Babişş sana bugün bi güzellik gelmiş yaa!! Çok yakışıklısın valla! Kimin babası..
- Kızım kısa kes!! Ne istiosun?
- Canının sağlığı,.. ee bide paraa
- Napıcan bakim daha dün verdik yaaa!!
- Yaaaaaa babaaaaaa!! Dün nolduuuu biliomusun? Bak anlatıyım
- Aman yavrum, sus yaa!! Valla kaç para istiosan vercem, yeterki sus!!

Görmek..

Adam, iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık bir hipermarkette, alışveriş yapan çok güzel bir kadının yanına sokulur:
- Affedersiniz hanımefendi!! Eşimi kaybettim bulamıyorum. Benimle biraz konuşur musunuz?
Tepkisi yüzüne yansıyan güzel kadın :
- Karınızı kaybetmenizle benim ne ilgim var beyefendi?
Adam açıklamış:
- Rica ederim, lütfen yanlış anlamayın! Ne zaman güzel bir kadınla iki çift laf etmeye kalkışsam, karım şıp diye damlar da!!


Ne Yapmalı...

Bir haftadır tuvalete çıkamayan inşaat işçisi, sıkıntısı yüzüne vurmuş, morarmış durumda, soluğu vizitede alır. Doktora tüm şikâyetlerini güçlükle sıralar. Şikâyetleri dikkatle dinleyen doktor, hastasına külotunu indirip, yüzükoyun masaya yatmasını söyler.
Adam denileni yapar. Kısa bir tereddüt geçiren doktor, içeri gider ve getirdiği beyzbol sopasını, hastasının kıçına, hem de tam ortasına 4 kez indirir;
- Tamam. Şimdi tuvalete gidebilirsiniz!
Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan hasta;
- Sağ ol Doktor bey!! Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?
- Bir şey yapmana gerek yok, diye karşılık veren doktor, konuşmasını sürdürür:
- Bir daha tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter..!